fatih mutlu

    elbette peygamber ocağıdır, elbette vazifedir ve her yer bizimdir elbette ama "şırnak" denince gayri ihtiyarı korkmuştuk ve gözlerimize hakim olamamıştık. "15" gün geçti ve bunları yaşatan sabrını da verdi elhamdülillah. O şimdi mahallemizi müsterihliği ve heyecanıyla ayakta tutarken bizler o'na mütemadiyen dualar göndermekteyiz. teskeresini görmeyi nasip eylesin bize rabbim tez vakitte. * *
    (26.08.2008 20:40)

başlıkları alt alta okumak

    fenerbahce ...
    benden uzak allah a yakin ol (2) ...


    (26.08.2008 17:27)

asmayalım da besleyelim mi

gambito

    aslında;
    sanal ortamdaki bu tür muhtelif "mekan"larımız bizi "ciddi" anlamda "bağ"lamaz. ama nedir? şudur: burası türlü türlü yerlerden türlü türlü insanların oluşturduğu küçük bir dünya prototipi. burada: yalnız bu mekanda görüştüğümüz kişiler vardır, sadece bu mekandan öğreneceğimiz hadiseler vardır. buna benzer "vampircik'e has iş, oluş, eylemler vardır bizim için. ezcümle; bir noktada spesifiktir bizler için ve uzun bir zamandır gelir, oturur, halleşir, kızar, bağırır, cümle kurarız.

    lakin;
    son dönemlerde sözlükte çok alanen görülebilen küçük çaplı da olsa bir çatışma var. sol framede belli bir kesimin -özellikle mütedeyyin- hassaslarına ilişen tahrikkar başlıklar açıldı. başlıklara "sadece kendi görüşlerini" yazmaktansa ötekine laf sokmayı yeğledi bir takım kişiler. insanlara "bidon kafalı" demediler okudukları yazarlar gibi ama et beyin dediler mesela. biz moderniz diye öksürüklerini hoparlöre de bağladılar.

    sonuç;
    dünyanın bunlar gibi bütün modern, çağdaş, sosyal -bunun gibi büssürü laf salatası sıfatları sayabilirim- kişileri bir yana "gambito" bir yanadır.
    (22.08.2008 18:27)

milli eğitim bakanlığı

    gün itibari ile 2008-2009 eğitim öğretim yılı için 18 bin 193 atama yapan bununla da yetinmeyip sonbaharda 10 bin atama daha yapacak olan kurum. *
    (21.08.2008 22:34)

mustafa mutlu

    "dünyanın en vatansever insanı" olduğunu ve sadece "haç"tan anladığını bugünkü yazısıyla teyidledi.
    (21.08.2008 14:45)

ivan sergeyevic turgenyev

sözlükteki erbakancılar

belki

terekeme

    genç nesilleri olarak bizler çok değil ama büyüklerimiz hala kültürümüzü muhafaza ediyor.* dilleri de hala çok şirin, azeriye yakındır. *tarihsel geçmişleri hakkında bir çok şey söylenir ama kanımca hem en esaslısı hem en sahihi kendi dillerinden dinlemek olacaktır. zaten şirin dilleri sayesinde sussunlar istemezsiniz.
    (19.08.2008 15:01)

cd kalemi

    proje teslimatı günlerinde herkesin birbirinde olabileceği düşüncesi ile fakülteye gelip, bulamayıp ortada kalmamıza bununla da kalmayıp proje hocasından "sizin gibi bilgisayarcıyı alıp kasaya gömmeli" gibi güzel dualar almamıza vesile olan kalemcik.
    (17.08.2008 23:57)

unsal oskay

    iletişimbilimci. muhtelif üniversitelerin iletişim fakültelerinde hocalık yapan muhterem insan. "görmüşgeçirmiş"likte muadilinin nadir bulunacağı fikrindeyim. insanı birden duvara çivileyebilecek hazır cevaplılığa, entelektüel anlamda zehir gibi birikime sahip kişilik. mütemadiyen seviyoruz.

    (17.08.2008 19:51)

diyarın yazar profili

    birkaç gündür gözlenen kadarıyla; "bir ıslıkla toplanmış gelen modern, bikinililer."
    (17.08.2008 14:14)

sevdadır

    arkadaş zekai özger'in şiir kitabı. elbette değerlidir. O'ndan kalan parçaların yekpare halidir. mayıs yayınları'ndan çıkmıştır.

    kitaba ismini veren şiir;

    "
    göğü kucaklayıp getirdim sana
    kokla
    açılırsın

    solmuşsun
    benzin sararmış
    yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
    öyle bükük bakma bana

    çam kolonyası getirdim sana
    kentli dağlıların haklı sevdasını
    bolu ormanlarından çarpan bir koku
    sanki köroğlunun ter kokusu
    aman kokusu, billah kokusu
    canlarım, canım benim

    üzme kendini bu kadar
    sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
    bak yeryüzü ne kadar geniş
    ne kadar dar

    dur
    akıtma gönlüm yaşını
    gözünden öpecek bir yer bırak
    oy bana en yakın
    bana en uzak
    sevgili yar
    hasretine vur beni

    giyecek çamaşır getirdim sana
    adettir diye değil, sevdim diyedir
    bağışla, eski biraz
    bedenim uygundur diye bedenine
    elimle yıkadım, ütüledim
    elma ağacında kuruttum

    günler sarmal bir yay gibi
    bunu unutma
    bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
    bunu unutma
    seni ben her yerinden öperim
    bunu unutma

    kadere inansaydım
    sana inanırdım
    düşürmem sigaramın ucundaki külü ben

    öyle kırık bakma bana
    caddeler nasıl da genişliyor
    sana bunu söyleyecektim
    bileyli bir makas vardı yanımda
    sana bunu söyleyecektim
    hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
    sana bunu...
    oyy nasıl söyleyebilirim
    deliren sevdamızın kısrak huyunu

    elimi tut
    tuttururlar, o kadarına izin verirler
    kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
    bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız

    sen içerde
    ben dışarda
    oyyy mahpusluk mahpusluk
    "
    (16.08.2008 15:55)

tehlikeli belki

    *"şair", "eylemci" osman konuk'un şiir kitabı. hece yayınlarından çıkan. *"seni belki sevmişimdir aşırı belki"
    (14.08.2008 19:55)

sayfa: 1-2-3-4...-42

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.